27 Mart 2014 Perşembe

Rimmel WAKE ME UP CONCEALER- Kapatıcı/Aydınlatıcı

Selam Kızlar;
Bugün size dünya makyaj bloggerları arasında çok konuşulmuş, ilgi görmüş, Watsons sayesinde nihayet ülkemize de gelmiş bir kapatıcıdan bahsedeceğim.

Rimmel Wake Me Up fondöten yazımdan bu seriyi hatırlayacaksınız. Hatırlamayanlar için işte  O yazı TIK TIK
Bu kapatıcı da aynı fondöteni gibi, uyanır uyanmaz 2 dakikada ışıldamak isteyenlerin imdadına yetişiyor. Adı ve sloganı da tam olarak bu UYAN VE IŞILDA! İçinde çok hafif yapılı ışıltılar var bu sayede cildinizin daha canlı ve parlak görünmesini sağlıyor. Aynı fondöteni gibi orta kapatıcılıkta, renk seçenekleri mevcut olan bir kapatıcı ben fondöteni Soft Beije seçerken, kapatıcı en açık Ivory rengi seçtim. Kapatıcı alırken elmacık kemiğiniz ile şakaklarınızın birleştiği noktada denemenizi tavsiye ederim. Özellikle bu kapatıcıyı almak isteyenlere instagram (flycyln) ve Twitterdan (CeylanFulya) da yardımcı olmaya çalışmış, asla denemeden almamaları gerektiğini tavsiye etmiştim. Bunun sebebi hem renk konusunda iyi karar vermek hem de bazı kapatıcılara cildinizin ne tepki vereceğini test etmek.
Malesef benim gittiğim Watsonsda Ivory rengi tester yoktu ben de denemeye (fondöteni bilip kullandığım için) gerek görmeden aldım. Fakat evde ilk kulllanışım, göz altlarımın yanmasıyla sonuçlandı. Bu yüzden kesinlikle mağazada denemenizi ve o sırada mağazadaki başka ürünlere bakarken, cildinizin tepki verip vermediğini gözlemlemenizi şiddetle tavsiye ederim. Hassas ve kuru göz altları olanlar bu ürünü pek sevmeyebilirler. Fakat ben alıp, açtığım bu ürünü kapatıcı olarak gözaltımda değil, elmacık kemiklerim, burnum ve dudak üstüm için aydınlatıcı olarak kullanıyorum ve bu açıdan çok memnunum. İçindeki hafif ışıltıları, yumuşak ve akışkan sıvı halini sevdim. Sevmediğim tek nokta lip glosslar gibi bir fırçası olması. Keçe uçlu eyelinerler gibi bir fırçaya sahip olsa daha iyi olurdu. Hem hijyen hem de kullanım açısından ben bu tarz fırçaları malesef sevemedim gitti. Fakat fiyat-ürün performansı iyi olan ürünlerde bu detaya pek takılmamak gerekiyor.
Aydınlık ve ışıltılı günler sizlerle olsun :)

18 Mart 2014 Salı

RİMMEL ScandalEyes MASKARA -Rockin Curves

Selam Kızlar (:
Bu yazımda, son günlerde kozmetik severlerin epeyce dikkatini çekmeyi başarmış bir rimelden bahsedeceğim.
Rimmel Scandal Eyes serisinden Rockin' Curves ya da ararken söylediğimiz S şeklinde fırçası olan mascara :)
Öncelikle rimel, 80lerin Punk Rock yıldızlarından ilham alınarak tasarlanmış ürün, güzel kırmızı ambalajıyla dikkat çekiyor.
 Maskaranın amacı; tüm kirpiklerimizi kavrayıp, yukarı doğru kaldırarak, kirpiklerimizi kıvırmak. 
Bu konuda oldukça da başarılı.

Fakat beklentiniz yoğun siyahlık, dökülme yapmayan bir kalıcılık, ve özellikle uzun kirpiklere sahip olanlar için topaklanma yapmaması ise üzülerek söylemeliyim ki, aradığınız maskara bu değil.

Ben tüm maskaralarımı 2 kat sürerim hatta önce kıvırıcı etkili bir maskara, üzerine de kirpiklerimi tek tek ayıran, tarama özelliği olan başka bir fırça kullanıyorum. Sizin de kirpikleriniz normalden biraz uzun ise, size tavsiyem de bu yönde olacaktır. Çünkü uzun ve düz kirpiklere sahip olmak da topaklanma ve yapışma problemi yaratıp, malesef beklenen takma kirpik etkisinden bizleri uzaklaştırıyor :)

Gün içinde kullanabileceğiniz ve kirpik kıvırıcı fırçasını çok seveceğiniz bu maskaraya Watsons Mağazalarından ulaşabilirsiniz.

14 Mart 2014 Cuma

PURE BEAUTY CC Krem

Herkese Merhaba;
Hayat kaldığı yerden devam ederken, biraz ışıltı ve aydınlığa ihtiyacımız olan bu günlerde sizlere güzel bir CC kremden bahsedeceğim. Bu benim ilk cc deneyimim.
NEDİR CC KREM? : Renk tonunuzu ayarlama özelliğiyle, BB kremlerden ayrılır. BB (Beauty Balm) makyaj bazı olarak kullanılabilirken, CC (Color Correcting) kremler kapatılıcık özelliğiyle daha gelişmiş olduğu için üzerine fondöten sürmeseniz de olabilecek, (tabii ki bir fondöten kadar kapatıcılık özelliği bulunmayan) daha mat ve yağsız bir içeriğe sahipler. 
Bu sebeple daha çok yağlı ve akneye meyilli ciltler için CC kremler tavsiye edilir.
Diğer özellikleri ise renkli nemlendirici BB kremlerle aynıdır. Güneş faktörlü olması, nemlendirici özelliği, fondötenden daha hafif, kremden yoğun yapısıyla BB kremlerin biraz daha gelişmiş halidir CC. 
PURE BEAUTY CC: Watsons mağazalarında rahatlıkla bulabileceğiniz, 40ML- 2renk (ıvory-naturel) seçeneği bulunan, özellikleri ve içeriğiyle oldukça uygun fiyatlı (26TL) Kore yapımı bir krem.
Paraben-alkol ve lanolin içermeyen yapısı ve kızarıklık önleyici inci teknolojisiyle dikkat çeken krem portakal kabuğu yağıyla, cildin  C vitamini ihtiyacını karşılarken, bulgar gül suyu ile çok hafif ve gerçekten çiçeksi hoş bir kokuya sahip. Spf 30 içeriğiyle yaz günlerinde bile cildinizi güneşten koruyabilir.
Bu BB ve CC kremlerde dikkat etmemiz gereken bir konu çünkü çoğunda bulunan SPF15 kış günlerinde işimizi görse de, yaz aylarında o SPF 15lerin altına güneş koruyucularımızı sürmemiz gerekiyor.
SPF30 içerikli kremler en azından bizi bu dertten kurtarıyor :) Güneş koruyucu kremlerle çekildiğimiz fotoğraflarda ya da güneş ışığı altında beyaz pudra sürmüşüz görüntüsü bunda olmuyor merak etmeyin. Bu arada bende ki, koyu olan Naturel rengi.
Kremin bazında, sarı-şeftali ve mavi tonları var. Bu baz sayesinde leke-kızarıklık görünümünü azaltmayı ve cilt renginizi eşitlemeye yardımcı oluyor.
  İnci Teknolojisi ve güneş koruyucu sayesinde de, cildinizde hafif ışıltılar bırakıyor. Bu ışıltılar cildinizin mat ve solgun görünümünü bir anda sağlıklı ve canlı bir görüntüye dönüştürüyor. Cildimi yağlandırmadığını, gözeneklerimi tıkamadığını ve çizgilere birikme yapmadığını gördüğüm bu krem;
Gerçekten fondötenleri sadece yüksek kapatıcı özelliğine ihtiyacım olduğu günlerde kullanmama sebep oldu.

Umarım merak edenlere yardımcı olabilmişimdir. Sorularınız ve deneyimlerinizi paylaşmak için yorum bırakabilirsiniz ;)

13 Mart 2014 Perşembe

#BERKİNELVAN ve BİRLİK

Nasıl bir ülke, nasıl bir vatandaş, nasıl bir politikacı,  NASIL İNSANLAR OLDUK BİZ?
Kim ne derse desin ölen; polis de, asker de, çocuk da olsa "insan" değil mi?
Hangi ölüm, vicdanına dokunmaz insan olanın?
Alevi- Sunni- Müslüman- partili vs. kimi ilgilendirir?
Geride ağlayan anneler, isyan eden babalar yok mu sonuçta?
Ortak nokta bu değil mi?
Ne uğruna, neden, sonuç ne olursa olsun geri geldi mi ölenler?
Neden bu acılar birleştiremiyor ülkeyi, devleti, halkı?
BU ACILAR BİRLEŞTİREMİYORSA, HANGİ ACI BİRLEŞTİRİR BİZLERİ?
Zamanında ne fidanlar gonca açmadan veda etmedi mi bu ülkeye?
Deniz Gezmişlerin, Yusuf Arslanların ölümü sonuç oldu mu?
Sonuç olmadı malesef son da olmadı !..
Berkin Elvan'da son değil, gördük, yaşadık, yaşıyoruz bu günleri....
Berkin Elvan'ın babası dün gece televizyonda kelimeler boğazına düğümlenip, cümle kurmaya çalışırken, canı yanan, ağlayan, tek ben olamam herhalde?

Daha fazla ağlamasın aileler, daha fazla ne polis, ne de halktan birisi ÖLMESİN!
Çünkü HİÇ BİR DEVLET, HİÇ BİR ZİHNİYET ÖLEN EVLADINI GERİ GETİRİP, VEREMİYOR AİLESİNE!
Biz birbirimizle fikir ayrılığına düşüp, kendi aramızda savaşırken, orada bir yerlerde, ciğeri 5 para etmeyen birilerinin cepleri doluyor. Altınla, benzinle, parayla... Güçle ve zenginlikle!
Yolsuzluklar, rüşvetler, faili meçhul cinayetler aydınlanmıyor!
Bizim ölmemizle, ailelerimizin kalp acılarıyla kimse ilgilenmiyor!
Yani demem o ki; ideolojimizi anlamayacak zihniyetler için ölmemiz, birşeyleri değiştirmiyor bu ülkede! 
Ağlarsa anamız ağlayacak, gerisi de kimi üzerimizden prim yapacak, kimisi de en fazla 2-3 gün sonra kaldığı yerden devam ediyor siyasetine, vicdanına, okuluna, işine ya da sadece konuşmaya ...

10 Mart 2014 Pazartesi

BATİSTE ve BENRİ RENKLİ KURU ŞAMPUAN

Herkese tekrar Merhaba
Malum 8Mart Kadınlar Günü indirim haftasını geride bıraktık. Ben de hazır indirimde görmüşken, Gratislerde bulunan Benri renkli kuru şampuanları alıp denedim. Aslında Sephoralarda bulunan Batiste benim favorim olmuştu aldığım günü sizinle BU YAZIMDA paylaşmıştım Ocak ayından beri kullanıyorum ve çok memnundum fakat Benriyi de merak ettim :)
Ben saç derisinde hassasiyet yaşayanlardanım bu sebeple kuru şampuan kullanmak için benim için riskli ama Batiste kullanıp hiç bir sorun yaratmadığını görünce, Benrinin de renkli oluşu beni cezbedince, almış bulundum :)
KURU ŞAMPUAN NASIL KULLANILIR?
Kuru Şampuanı saç derinize bir kol mesafesi uzaklıktan sıkıp, sonra da parmak uçlarınızla saç derinize masaj yapmanız ve daha iyi sonuç almak için saçlarınızı taramanız yeterli.
SONUÇ: İçeriğindeki pudra etkisiyle hacimli ve temiz saçlara kavuşuyorsunuz.

BENRİ: Pudrası renkli olduğu için; saç derinize masaj yaparken, tırnak içleriniz ve parmak uçlarınızı boyamasıyla (yıkayınca geçiyor olsa da) benden eksi puan alarak başladı. Ayrıca Sarı-Kızıl-Kestane gibi renk seçenekleri olsa da, sıktığınız ilk an saçınızla aynı renk gibi dururken, kuruyunca matlaştığı için saç renginizden çok daha açık ve çok mat bir renk ortaya çıkıyor.
Biraz bekleyip o matlığı dağıtmaya çalışırken, bende saç spreyi etkisi oluştu. Saç spreylerinin en sert etkilisini saçlarınıza değil, saç derinize sıktığınızı düşünün. Sert, yapışık, taranmayan denizden tuzlu saçlarla çıkmışsınız gibi bir etki bırakmasıyla, tabii ki kaşıntıya sebep oldu kaşıntıyla, renkli renkli tozların dökülmesiyle, yarım saat kullanmadan gidip yıkamak zorunda kaldım.
BATİSTE: Benriden sonra Batisteyi abartsam haksız sayılmam. Şeffaflaşan pudrası, temiz görüntüsü, kokusu, saç diplerinizi kaşısanız dahi döküntü yapmayan, saçı sertleştirmeyen, kolayca tarama ve Benriden daha yoğun hacim verme özelliğiyle Batiste hala benim favorim :)
Batiste detayları için yazıya TIK TIK :)

8 Mart 2014 Cumartesi

8 MART KADINLAR GÜNÜ

 
Kadın olmak, zor iş vesselam ...
Hele ki Türkiye'de ya da bizim gibi az gelişmiş toplumlarda daha zor. 
Burada tek tek o sıkıcı zorluklardan bahsedecek değilim. 
Fakat çok sinirimi bozan tek bir nokta var ve inanıyorum ki, tüm sorunların tek kaynağı bu
KADINI CİNSEL OBJE OLARAK GÖRMEK !..
"Kadın" denen varlığı 2 bacak arasından ibaret gören zihniyetler yüzünden;
 Töre cinayetleri, şiddet, iş yerlerindeki mobing, sokakta taciz eden gözler, dul kadınlara- bekar kızlara olan mahalle baskısı, okutulmayan kızlar sorunu ve daha niceleri...
Erkekler sıra sıra porno izleyip, skor değerlendirmeleri yaparken; kadınların cinselliği bilmemesi, saklı gizli kapılar ardında yanlışlar yapıp, cinsellikten soğuması, kendi vücudunu tanımayan, kendinden tiksinen kadınlar olması bu yüzden işte!
"-Erkektir yapar.  -Elinin kiri.  -Erkek yapınca adı çapkın, kadın yapınca adı kötü" 
 Bu sözlerin temeli cinsiyet ayrımı, kadının cinsel obje olarak görülmesi.
Her haltı yiyen erkeklerin, iş evliliğe gelince bakire hatun istekleri bile bu yüzden ...
Başta dedim ya çok sinir bozan ama yaşamak zorunda kaldığımız, ne yapsak değiştiremediğimiz bir nokta! 
Oysa ki; KADIN OLMAK: Kutsal annelik vasfıyla dünyayla gelmek, anaç olmak, o duygularla hayatımıza giren her erkek çocuğunu biraz daha adam etmek, yuvayı yapmak-ayakta tutmak için hep extra çabalamak, aynı gün içinde doktor, aşçı, temizlikçi, ütücü, bankacı, öğretmen, eş, kardeş, anne olabilmek ...
İşte bu anneler yetiştiriyor, o erkek evlatları... Merhameti, mertliği, aileye saygıyı, Kuran-ı Kerim'de yazan kadına hürmeti, tek eşliliği, sevgiyi, fedakarlığı... 
Kısacası insan olmayı kadınlar öğretiyor, erkeklere!
Bunlardan sonra adam olabilene ne mutlu ama adam olmak için hala bir kadına muhtaç olan erkekten de hayır beklemeyin ASLA !
  EMEKÇİ- ÖĞRETİCİ- FEDAKAR tüm KADINLARIN GÜNÜ KUTLU OLSUN !
Nice çağdaş kadın ve erkekler yetiştirmeniz dileğiyle ...

4 Mart 2014 Salı

ROACCUTANE & AKNETRENT TEDAVİSİ

Herkese Selam

instagram hesabımda küçük çaplı bir anket yaptığımda epey ilgi gören bir konuydu. Ben de yazmak için uygun zamanı ancak buldum. Konu detaylı olunca yazı da uzun olacak kusura bakmayın ama umarım  merakınızı giderecek ve işinize yarayacak bir yazı olur. ;)
ROACCUTANE veya AKNETRENT NEDİR ?
Öncelikle kesinlikle doktor kontrolünde başlanması gereken, yeşil reçeteli, akne tedavisinde kullanılan, yüksek dozda A vitamini içeren, etkin ilaçlardır. 
KİMLER BU TEDAVİYE BAŞLAYAMAZ?
İLAÇ KULLANIMI SIRASINDA NELERE DİKKAT EDİLMELİ?

  • Kullanıldığı süreçte ve bıraktıktan sonraki 5 hafta hamile kalınması zararlıdır.
  • Kolesterol seviyesini etkilediği için aylık kan verme tahlilleri- kilo ve yaş faktörlerine dikkat edilerek, ilaç dozajı  doktor tarafından belirlenir.
  • Tedaviye devam edildiği ve tedavi bittikten sonraki 1 ay başkalarına kan verilmemelidir.
  • Karaciğer, böbrek yetmezliği olanlar ve emziren anneler bu tedaviye başlatılamaz.
  • Depresyon, intihar girişiminde bulunan ve psikiyatrik tedavi gören hastalarda doktorlarına danışarak, tedavi süreci başlatılabilir.
  • Kullanıldığı süreç içinde, karaciğeri yorduğu için alkolden uzak durulmalıdır.
  • Deriyi soyduğu ve aşındırdığı için yoğun güneşten kaçınılmalı. Kesinlikle yüksek faktörlü güneş koruyucular kullanılmalıdır. (hava kapalı olsa dahi)
  • Deriye daha fazla zarar verebilecek dövme-lazer-sir/ağda gibi işlemlerden uzak durulmalıdır.
  • Günde en az 2 litre su tüketilmelidir.
İlaç prespektüsü çarşaf gibi olduğu için hepsini size yazmasam da, anladığınız üzere yan etkileri epey fazla olan bir ilaç.
Şimdi bu kadar yan etkiye ve vücuduma vereceği bu kadar zarara rağmen, ben bu ilaca neden ve nasıl başladım onu izah edeyim
  >> Doktora gittiğimde 28 yaşındaydım ve yüzümde googleda roaccutane diye arattığınızda karşınıza çıkan o kırmızı ve iltihaplı kocaman sivilcelerin hiç biri yoktu. Şikayetim ise, ergenlik dönemi bitmesine rağmen, inatçı sivilcelerim olmasıydı. 3ay boyunda yüzünüzde taşıdığınız bir sivilceniz oldu mu sizin? Ne maskeler, ne clindoxyller, ne sabunlar kullandım sonuç SIFIR! 
Artık gerçekten sinirlerimi bozmaya başlamıştı, yapı olarak zaten minyon, yaşını göstermeyen birinin bir de sivilceleri olursa, gerçek yaşına insanları inandırmak, benim için bir kaosa dönüşmüştü. Kendimi bir sabah doktorun karşısında bunlardan şikayet ederken bulduğumda, aklımda bu ilaçların hiç biri yoktu çünkü o fotoğraflardaki gibi bir görüntüm yoktu. Eve elimde bir aknetrent bilgilendirme kitapçığı ve bu sorunun karaciğer yağlanmasından oluştuğunun bilgisini alarak döndüm. O akşam kitapçığı okudum başıma neler geleceğini bilerek sabah kan vermeye gittim. Böylece tedavim Temmuz ortasında başlamış oldu. Benim zamanlamam yanlıştı fakat yaşımın ve bir an önce kurtulma isteğimin etkisi çok büyük. Pişman değilim. <<
Yine de Başlayacaklara tek tavsiyem; asla yazın başlamayın! 
Tabii yaz ortası peynir gibi bembeyaz olmayı, mümkün oldukça (güneş koruyucu kullansanız dahi) gündüz dışarı çıkmamayı, denize-havuza gittiğinizde hemen kurulanıp, şemsiye altında kurumayı bile beklemeden eve gönmeyi, vampir gibi sokağa çıkmak için akşam olmasını göze alırsanız o başka :)

İLK 15 GÜN: Tüm sivilcelerim, siyah noktalarım arttı çünkü deri altında ne varsa deri üzerine onlar tek tek çıkacaktı ve öyle de oldu. Fakat o çıkan sivilcelerim de bir hafta içinde kuruyarak kayboldu o 3ay kurtulamadığım sivilcelerin tek tek söndüğünü görmek bana harika moral oldu.
1.AY:             VÜCUT 
Cildimde kurumalar ve soyulmalar başlamıştı. Yüzünüz tamam ama bacaklar-kollar-dudaklar hatta gözleriniz bile kuruyor. Benim bu süreçte vücudum için onsuz asla diyeceğim tek nemlendirici > EXCİPİAL LİPO yağ bazlı, uygun fiyatlı, devletin karşıladığı süper ötesi bir losyon. Tedavim 3 ay sürdü ve bu süreçte ben 4 şişe Excipial Lipo bitirdim. Siz düşünün ne kadar kuruduğunuzu artık :) Bu arada banyoda suyun çok sıcak olmamasına ve keselenmemeye dikkat edin çünkü kızarıklık ve hassasiyetiniz günler sürüyor. Bu süreçte nemlenmeyen cilt gerildiğinden ve ilacın yan etkisinden kemik ve eklem ağrılarınız olabilir. Bu sebeple tüm vücudu sabah akşam nemlendirmek ve bol su tüketmek önemli.
YÜZ: Cildimin haşlanmış patates gibi kabuk kabuk soyulma evresine gelirsek; mecbur kalmadıkça asla fondöten-pudra vs. kullanmadım. Çünkü cildimin hava alması gerekiyordu ve o soyulmalara fondötenin kapatıcılık ya da ciltteki renk eşitliğini sağlaması zaten imkansızdı. Doktorum yüzümü normal su ile yıkamamı resmen yasakladı bunun sebebi de, şehir suyunun içindeki kireç ve klorun cildi daha da kurutmasıymış. Doktor tavsiyesiyle AVENE THERMAL WATER termal su ile tanıştım ve tedavim biteli 1,5sene olsa da ben hala kullanıyorum. Tam da burada herkesi uyarmam lazım >>> Lütfen elinizi sildiğiniz havluya yüzünüzü silmeyin !!! <<< Bu konuda doktorum sağ olsun beni uyarmış olsa da, bu benim zaten uzun zamandır dikkat ettiğim ve bana kağıt havlu kullanma alışkanlığı yaratan bir durum.
Güneş Koruyucum yine doktor tavsiyesiyle BIODERMA PHOTODERM AKN MAT 30 faktörlü, su bazlı, karma ve yağlı ciltler için 40-ml olan ürünü ben her gün ve dışarıdaysam 3-4 saatte bir yenilediğim için 4 ayda bitirdim. Devamlı soyulan ve yenilenen bir cildiniz olunca bebek beyazlığına kavuştuğunuz için güneş koruyucu çok önemli.
Nemlendirici doktor su bazlı herhangi bir nemlendirici kullanabilirsin diyince; LA ROCHE HYDREANE LEGERE alıp yine de doktoruma bu uygun olur mu diye onay aldığım doğrudur :) Bunun yanında günlük cilt temizliğimi ise, YVES ROCHER CULTURE BIO Aloevera Jel ile yaptım. Bu jel çok uygun fiyatlı ve %98'i organik, hem makyaj çıkartmak hem de cilt temizlemek için ideal. Hatta ortalık BİODERMA H2O ile yıkılırken, doktorum da evet BİODERMA kullanabilirsin demesine rağmen, internette övenler kadar memnun olmayanların kızarıklık-yanma-kuruluk-kaşıntı şikayetlerini okuyunca cesaret edememiştim.
YVES ROCHER alma sebebim; aloeveranın tedavi edici ve nemlendirici etkisi olması.
Gerçi şimdilerde Bioderma H2O kullanıyorum ve bir şikayetim yok ama o süreçte cildimi riske atamazdım. 
NOT: Aklıma gelmişken, isterseniz ve yazının altına yorum halinde yazarsanız; Bioderma H2o ve YVES ROCHER BIO JEL kıyaslama yazısı yazabilirim ;)
Günlük olarak termal su- nemlendirici ve güneş koruyucu ve cildin kendini yenilemesine rağmen neden bir de temizleyici kullanıyorsun diyenler çok oldu. Şöyle ki; bu tedavi sırasında peeling etkili ürünler ve maskeler zararlı ve para tuzağı. Hatta güvenmediğiniz, işlemlerden, ürünlerden emin olmadığınız bir yere bu süreçte nem terapisi ya da cilt bakımına bile gitmeyin bence. Kazara cilt bakım ürünü satan birine denk gelirseniz kaçın ama kaçma imkanınız yoksa asla prim kazanmak için çok konuşan satış görevlilerine ve satılan, uygulanan mucizevi işlemlere inanmayın. Bu tedavi de doktor çok önemli, şu yazıda bile kaç kez doktor yazdım inanın saymadım. Doktorunuza sormadan atacağınız her adım cildinizde tedavisi imkansız leke ve yaralara sebep olabilir.
2. AY:             DUDAK
Beni en zorlayan resmen ağlatan dudak çatlakları, ona soyulma diyemem çatlak da az kalır. Ne dudak koruyucular kullanıp, bitirdim bitirmek ne kelime resmen yedim. Doktor tavsiyesiyle kullandıklarım, ezcacı tavsiyeleri, kozmetik ürünler vs... Hafifleten oldu ama tedavi edip geçiren asla. Dudaklarım resmen patladı, dudak şişirtmek isteyenler beni görse vazgeçerlerdi o derece korkunçtum. İnternette neler okudum, ne fotoğraflar,dudaklar gördüm. Doktorum vücudumuzdaki en kolay parçalanan yağ dokusunun dudak olduğunu, durumun normal olduğunu söyleyince ancak rahatladım yoksa ailem ilacı bırakmam için baskı bile yaptı. Doktor Vazelin Pure ve İskilit adlı dudak ürünlerini önerdi, koşarak aldım ama sonuç fos. Onun yerine BLİSTEX MEDPLUS çok daha fazla işime yaradı. Hatta çoğu gece blistex ile vazelin pure karıştırıp dudaklarıma sürerek uyuduğum doğrudur.
MANİKÜR-PEDİKÜR: Tedavi süresince sivilcelerden sonra en sevindiğim olay. Zaten bu süreçte manikür pediküre gitmemek en mantıklısı olduğundan evde kendiniz yapmak zorundasınız. Fakat ilacı kullandığım süre içinde benim öyle bir ihtiyacım hiç olmadı. Derilerim zaten soyulurken ölü deriler kendini çok daha hızlı bıraktı ve tırnak diplerimi çok hafif tırnağımla iktirdiğim anda deriler kopuyordu :) Tabii ki üzerine hemen Excipial Lipo :)
GÖZ: Bir sabah gözüme kirpik batıyormuşcasına acıyla uyanınca, gözlerimin de kuruduğu tespitinden sonra çantamdan ayırmadığım REFRESH TEARS yani suni gözyaşı.
BURUN: Burun da kuruluğu da neymiş derken, ilaç sayesinde onunla da tanıştım. Burnumun içi öyle kurumuş ki, damarlarından biri çatlamış durduk yerde burnum kanayınca bunu da anlamış olduk. Doktorum sağolsun tek ve hızlı kurtarıcım SULFARHIN oldu.
SAÇ: Benim uzun yıllardır kafa derimde oluşan egzamamı ve kepek sorunumu resmen çözdü. Egzamam artık kabuklanmadan, yaraya dönmüştü. Fakat ilaç kullandığım süreçte ne o kaşıntılar, yaralar, kabuklar hiç biri yoktu.
3. AY SONU: Bir gece parmağım koptu zannettiğim bir acıyla uyandım. Tırnağımın üstü morarmıştı Sabaha kadar ne yaptıysak o ağrı-acı dinmedi. Sabah doktora gidince tırnağın düşecek malesef, bu da bir yan etki tedavinde iyi sonuç verdi artık bırakabiliriz diyince ilacı bıraktım. Tırnağım için antibiyotikli kremler kullanmama rağmen ancak acıyı azalttı ama o tırnak düşmesi, yenisinin çıkması 2ay sürdü. Bu arada ilacı bıraktıktan tam 1ay sonra tekrar kan tahlili yaptırdım ve herşey normal çıktı.

    Şu an ilacı bırakalı 1.5 sene oluyor ve yüzüm tabii ki, bebek poposu gibi değil öyle olduğunu yazan-söyleyenlere de inanmamanızı tavsiye ederim :) Çünkü ilaç bir daha sivilce çıkartmayacağını garanti etmiyor ama tabii ki iltihap dolu akneler ve aylarca sönmeyen sivilcelerinizden kurtuluyorsunuz. Tedaviye başlarken bir mucizeyi beklemezseniz; sonuç bir hayli tatmin edici.
    Sağlıklı bir cilt için temizlik ve nem tabii ki çok önemli fakat sürdüklerimizden çok yiyip-içtiklerimizle yani karaciğerimizle alakalı bunu hangi yaşta olursanız olun unutmaz ve buna göre yaşarsanız, sağlıklı bir cilde sahip olursunuz ;)